Kripto para bağışlarının hukuki yönü: Sorunlar ve çözümler

Ukrayna – Rusya savaşı sırasında, Ukrayna için kripto varlıklar ile hızlı bir şekilde dünya çapında büyük yardımlar toplanması ve blok zinciri sayesinde toplanıp aktarılan tutarların izlenebilmesindeki kolaylık ve şeffaflık, gelişen kripto varlıkların avantajlarının yakalandığı farklı bir alanı daha dünyaya göstermişti.

Ukrayna örneği henüz tazeyken, 6 Şubat 2023 tarihinde 11 ilimizi etkileyen depremler sonrasında da arama kurtarma çalışmaları ve zarar gören herkesin ihtiyaçlarını karşılayabilmek için hedefler yine aynıydı:

  1. Hızlı ve en az masraf ile
  2. Dünya çapında her yerden, zaman kısıtlaması olmadan, kolaylıkla yardım toplanabilmesi.

Türk kripto kullanıcıları ve paydaşları bu konuda ilk andan itibaren yoğun ve etkili iletişim ile aktif rol oynadı ve yardımlar açısından ciddi bir katkı sağladı.

Birkaç örnek vermek gerekirse, yardım toplanabilmesi adına ilk günden oluşturulan DAO’lar vardı. Sivil toplum kuruluşları ile resmi kurumların kripto varlıklar ile yardım toplayabilmesi için de sosyal medya üzerinden çok hızlı bir kamuoyu oluşturuldu. Bunun bir örneği olarak, son yıllarda öne çıkan sivil toplum kuruluşlarından olan AHBAP Derneği adına müzisyen Haluk Levent, kripto varlıklar ile yardım toplanması için önce bir anket düzenledi ve sonra MASAK ile görüştüğünü açıkladı. İtibari paraya dönüştürülmek üzere toplanacak kripto varlıklar için şahsi kripto para cüzdanı oluşturularak kamuoyuna duyuruldu. Bu sayede, çok önemli tutarlarda kripto paranın hızlıca toplandığına da şahit olduk.

Türkiye’den diğer örnekler olarak Paribu ve BtcTurk gibi merkezi borsalar da yardım toplanması konusunda adımlar attılar.

6 Şubat 2023’te başlayıp halen sürmekte olan depremler, bir “deprem ülkesi” olduğunun her zaman hatırlanması ve önceliklerde en tepelere yazılması gereken Türkiye’de kripto varlıklar ile yardım toplanmasına dair hukuki soruları da haliyle gündeme taşıdı.

Ana sorular şunlar:

  • Hukuken mevcut durum nedir?
  • Bundan sonra ne yapılabilir?

Bu sorulara cevap verebilmek için bazı alt sorulara ve detaylara inmek şart.

Bu yazıda önemli noktalara dair bilgileri soru-cevap şeklinde iletmeyi amaçladık.

İçindekiler

  • ve (Bitcoin ile kullanılmaya başlandığı haliyle) blok zinciri yoktu. Bu nedenle, kanun koyucunun ilgili ifadeyi düzenlediği zamandaki iradesinin ve amacının bugünkü anlamı ve kullanımıyla blok zincirini kapsamadığını söyleyebiliriz. 

    Yine de eğer konu sadece bir yöntem meselesi olsaydı, bilgileri otomatik ya da elektronik olarak işleme tabi tutmuş sistemler kullanmak ifadesinin, yardım toplama işlerini ve süreçlerini kolaylaştırıp hızlandırmak amacıyla kanuna getirilmiş olduğundan hareketle, blok zincirinin de sonradan gelişen bir teknoloji (teknolojik yaklaşım) olmasına rağmen, kendiliğinden bu ifade kapsamında görülmesi gerektiği ileri sürülebilirdi görüşündeyiz.

    Esas sorun, bizzat blok zinciri üzerinde üretilen (mint) kripto varlıkların ekonomik bir değer taşıması, diğer bir ifadeyle, bir ekonomik değerin transfer edilmesi. Bu durumda bu değerin “tanımı” sorunu ortaya çıkıyor. Zaten tüm dünyada da halen birçok ülkede tartışmalı olan konu bu. Çünkü tanım, ağacın kökü. Tüm gövdenin, dalların, çiçeklerin ağacın kökünden sonra büyüyüp gelişmesi gibi, bir konuya dair tüm kurallar da tanımlar ile başlıyor ve tanımlara göre şekilleniyor.

    Soru şuna dönüyor: kripto varlık dediğimiz “şey” nedir ki biz bunu yardım kapsamında değerlendirebileceğiz?

    Dünyada bazı ülkelerde buna cevaplar verildi. İki ülkede Bitcoin resmi para birimi ilan edildi.

    Para birimi haricinde, emtia (commodity), ödeme/takas aracı (medium of payment/), sermaye piyasası aracı (investment contract – security) üzerinden tartışmalar çok sıcak.

    Kripto varlıkların Türk Hukukundaki tanımı, yeri nedir?

    T.C. Merkez Bankası, Ödemelerde Kripto Varlıkların Kullanılmamasına Dair Yönetmelik (“TCMB Yönetmeliği”) ile kripto varlıkların (itibari para, e-para, ödeme aracı, menkul kıymet vs.) “ne olmadığını” sayarak ve sonuçta “gayrimaddi varlık” diyerek kripto varlıklar için bir tanım getirdi ve özetle ödeme hizmetlerine, ödemelere ve bankalar ile bankalara bu alanda hizmet sunan aracılara dair bazı yasakları düzenledi. Ancak biz toplumun genelinin ekonomik menfaatini, dolayısıyla bununla ilgili haklarını ve özgürlüklerini etkileyen bir konuda, yönetmelikle bir tanım getirilmesinin hukuken geçerli olmaması gerektiği ve doğru hukuki enstrümanın kanun olduğu görüşündeyiz.

    Bizim hukuk sistemimizde (Kıta Avrupası sistemi) bir konu yasal olarak düzenlenmediği zaman o konuya dair hukuki işlem yapamazsınız ve yasal mekanizmaları çalıştıramazsınız. Yasal sistem o konuyu görmez, tanımaz.

    TCMB Yönetmeliği’ni bir yana koyarsak, kripto varlıklara dair farklı cephelerin düzenlendiği kanun (yani tüm topluma genel ve eşit bir şekilde uygulanma gücü bulunan hukuk normu) bulunmadığı için Türkiye’de yasal sistem kripto varlıklara karşı tabiri caizse şu an kör durumda. Sistem kripto varlıklara “karşı” değil, onları görmüyor ve tanımıyor.

    Şu an gündem olan UFO’lar (Unidentified Flying Object) gibi düşünürsek, bizim sistemimizde kripto varlıklar için Tanımlanmamış Sanal Veri (Unidentified Virtual Data) veya Tanımlanmamış Ekonomik Değer (Unidentified Economic Value) diyebiliriz.

    Bu konuda örnek olarak ABD’nin Wyoming ve Illinois eyaletlerini gösterebiliriz. Bu eyaletlerde blok zinciri verileri ve akıllı sözleşmelerin yasal olarak geçerli kayıtlar ve deliller olduğuna dair yasal düzenlemeler yapıldı ve eyaletlerin yasal düzeni bu verileri görür, tanır hale geldi.

    Ana soruya dönüş: Kripto varlıklar ile yardım toplanabilir mi?

    Yardım toplamaya dair mevzuat “nakit, nakit benzeri ve bunlar dışındaki tüm maddi varlıklar”ın yardım olarak toplanabileceğini düzenliyor.

    Yukarıda açıkladığımız şekilde, kripto varlıkların tanımı olmadığı için Nakit veya nakit benzeri ifadesinin kapsamına girmiyor. Ayni yardım ise nakit ve nakit benzeri dışındaki tüm maddi varlıklarla yapılan yardımlardır. Kripto varlıklar blok zincirleri üzerinde olan elektronik kayıtlardan ibaret olduğu için ayın=eşya, maddi varlık kapsamında değil.

    Bu nedenle, doğrudan ve sadece (itibari para birimine çevirmeksizin) kripto varlıklar kullanılarak yardım yapılması, bunların mali kayıtlara alınabilmesi ve ilgili blok zinciri kayıtlarının mali ve vergisel sistemler için kanıt oluşturabilmesi şu an için mümkün değil.

    Aynı nedenle, örnek olarak, depremzedeler için BtcTurk ve Paribu’nun AHBAP, AFAD, İHH, Toplum Gönüllüleri Vakfı vd. sivil toplum kuruluşları ve resmi kurumlar için kripto cüzdanlar oluşturduğunu ve bu cüzdanlara gönderilen kripto varlıkları itibari paraya çevirerek ilgili hesaplara aktardıklarını gördük. Merkezi borsalar, kripto varlık hizmet sağlayıcısı sıfatıyla Mali Suçları Araştırma Kurulu’nun (“MASAK”) mevzuatına tabi olduğu için bu cüzdanlara gelen kripto varlıkların itibari paraya çevrilmesi ve ilgili tüzel kişiliklerin hesaplarına aktarılmasına dair bildirimleri MASAK’a yapacaklar ve bu şekilde itibari para tutarlarının yardım toplamaya yetkili kurumlara aktarıldığı resmi şekilde takip edilebilecek.

    2. Blokzincirinin sağladığı temel faydalardan birisi, coğrafi sınırlara tabi olmaksızın işlem yapılabilmesi. Yasal düzenimizde yukarıda bahsettiğimiz konular tanımlanmış-çözülmüş durumda olsaydı, kripto cüzdana (cüzdan adresine) sahip yurt içindeki ilgili gerçek/tüzel kişilere yurt dışındaki kişi/kuruluşlarca da doğrudan ve kolaylıkla kripto para gönderilebilirdi.

    Mevcut yasal durumda, bir derneğe yapılacak yardımın Dernekler Kanunu gereğince bankalar aracılığı ile yapılması gerekli. Kripto varlıklar ile ilgili işlemler için Türkiye’de bankalar henüz aracılık hizmeti sağla(ya)mıyor. Burada Haluk Levent’in yardımlar için öncelikle valilik onaylı banka hesap numaralarını paylaşmasını hatırlayabiliriz. Dolayısıyla, yardım toplanabilmesi amacıyla bir dernek adına kripto cüzdan adresi oluşturulabilmesi ve bu adrese yurt dışından gönderilmesi için yasal düzenleme yapılması gerekli.

    DAO’lar kripto varlıklar ile yardım toplayabilir mi?

    Merkezsiz Otonom Organizasyonlar (“DAO”) hukukumuzda düzenlenen bir yapı değil. Kurulan DAO’lar sadece fiili oluşumlar. Bu nedenle DAO’lar Türkiye’de kripto varlık ile veya başka bir şekilde yasal olarak yardım toplayamaz.

    Yardım toplama konusuyla ilgili olmasa da DAO’ların düzenlenmesi açısından, örnek olarak ABD’nin Wyoming eyaletinde yapılan yasal düzenlemeyi görebiliriz. DAO’lar bir limited şirket türü haline getirildi ve bir kişinin DAO temsilcisi (agent) olarak atanmasıyla, ticaret (şirketler) siciline kayıtlı tüzel kişiliğe sahip DAO’ların kurulabilmesi mümkün oldu. Bizde de yardım toplayabilecek tüzel kişilikleri de kapsayacak şekilde benzer bir düzenleme olması halinde DAO’lar ile yasal olarak yardım toplanabilir. Ancak bu konuyu ele alırken Web3 – DAO bakışı ve gereklilikleri ile yardım için kurulacak DAO’ların özelliklerini dikkate almak önemli olur. Çünkü iki alanın özellikleri birbirine ters.

    Web3 – DAO özellikleri

    Yardım için düşünülen DAO’ların özellikleri

    • Anonimlik: Aynı amaç için bir DAO etrafında bir araya gelen yönetişim ’i (governance token) sahiplerinin sadece cüzdan adreslerinin bilinmesi, kimliklerinin bilinmemesi, bilinmesine ihtiyaç olmayışı.
    • Dağıtıklık: Bir DAO’nun yönetişim token’ları ne kadar farklı kişiler-cüzdanlar tarafından tutulursa, ne kadar dağıtık olursa, o kadar katılımcı, güçlü ve sağlıklı bir topluluğa sahip olur. ’ların çok az sayıda kişide-cüzdanda yoğunlaşması ile DAO’ların amacına uygun topluluklar oluşamaz.
    • Bireysellik: Yardımların şeffaf bir şekilde toplanabilmesi, bunların denetimi ve yardımlarla ilgili işlemlere dair sorumluluğun kişilere veya kurumlara yüklenebilmesi için anonimliğin tam tersi olarak, bireysellik hem yasal gereklilikler hem de bu DAO’nun kamuoyu gözündeki gücü ve itibarı için gerekecek. DAO’nun yardım işleriyle ilgili sorumlusunun gerçek veya tüzel kişi olarak açık ve net olması gerekecek.
    • Yardım işlerinde merkezilik: Bireysellik özelliği sağlandıktan sonra, DAO’nun topladığı yardımları afet durumunda hızlı ve etkili şekilde kullanabilmesi, aktarabilmesi vb. tüm ihtiyaçlar için merkezi bir şekilde karar alabilmesi gerekecek.Yardımlar dışında DAO’nun genel işlerinin yönetimi, yapılanması, kuruluş amacındaki faaliyetleri yapması gibi konularda yönetişim tokenlarının sahipleri yine dağıtık bir yapıda olabilir.

    Yasal olarak yardım amaçlı DAO kurulabilir mi? Ne yapılmalı?

    Yukarıdaki DAO karşılaştırmasına baktığımızda ilk olarak, yardım toplamaya yetkili olacak sivil toplum kuruluşları ve resmi kurumlar adına yukarıda bahsettiğimiz örneklerde olduğu gibi kripto cüzdanların açılabilmesi yeterli gibi görünüyor.

    Ancak tüm kripto varlıkların düzenlenmesini beklemeden, DAO’lara özgü olarak, bahsettiğimiz özelliklerle DAO kurulmasını içeren bir yasal düzenlemenin de fayda sağlayacağını düşünüyorum. Bu alanda DAO’ların olması, dünyada Web3 çevrelerinde yardım için gereken iletişimlerin çok daha kolay ve hızlı olmasını sağlayacaktır. Bir afet durumu yaşanmadan da DAO topluluğu bu konuda hazırlıklarını ve iletişimlerini dünya genelinde sürdürebilir ve daha donanımlı bir topluluk haline gelebilir. Hatta belki DAO’nun farklı faaliyetlerle bir tür “acil durum rezervi” oluşturması da sağlanabilir. Bu iletişimler sayesinde afet gerçekleştiğinde de daha çok kripto varlık daha hızlı toplanabilir.

    ABD – Wyoming regülasyonu (Limited Şirketler kanununa yapılan bir ek diyebiliriz) “eyleme geçmek” için güzel bir örnek. ABD’deki düzenleyiciler Amerika’yı yeniden keşfetmeden basit bir düzenleme yaptılar. Ülkemizde de yardım amaçlı kurulacak DAO’lar için belli bir çerçeve belirleyerek bunlara dair kısa ve öz bir kanun çıkarılabilir. Örnek olarak, DAO’lar için kullanılacak akıllı sözleşme protokolleri ve bunların alternatifleri bile bazı kriterlere göre belirlenebilir.

    İstanbul’da, İzmir’de, Adana’da, Bingöl ve Malatya tarafında hala beklenen depremler varken yardımlar için elimizde ne kadar çeşitlilik olursa o kadar avantajımız olur diye düşünüyorum.

    Kripto varlıklarla yardım toplanması için ne yapılabilir?

    Kripto varlıklarla ilgili olması gereken çözüm, kripto varlıklara dair en temel ve önemli tanımların getirilerek hukuki mekanizmaların ve sorumlulukların belirlendiği bir kanun yapılması.

    Bu kanunun hazırlanması daha zor ve büyük bir iş. Seçim dönemini ve ABD ile AB’deki regülasyon gelişmelerinin de 2023-2024 dönemini bulacağını düşünürsek, afetler ve yardımlar açısından böyle bir kanunu beklemeye gerek olmamalı.

    2860 sayılı Yardım Toplama Kanunu’na ek yapılmasını sağlayacak spesifik bir kanun ile “afetler ve bu kapsamda toplanacak yardımlar” kapsamında kripto varlıklar sınırlı şekilde düzenlenebilir. Kanun yürürlüğe girdikten sonra gerekli detaylar için Yönetmelik değişikliği de İçişleri Bakanlığı tarafından kendi idari süreçleri içerisinde hızlıca yapılabilir.

    Afetler nedeniyle ihtiyaç duyulan maddi kaynağın büyüklüğünü ve afetlerin ekonomik etkilerini düşündüğümüzde bu konu hükümet gündeminde üst sırada yer alabilirse bunlar hızlı ilerletilebilecek süreçlerdir. Bahsettiğim gibi, burada önemli olan, ihtiyaca dönük, konuya özel, pratik bir düzenleme yapmak olmalı. Bu anlamda bir kamuoyu oluşturulmasını da gerekli ve değerli görüyorum.

    Bitirirken…

    Daha geniş bir bakışla sonuca gelirsek, yakın geçmişte kripto varlıklar ile ilgili olarak dünyada başta hub-finans merkezi yerler olan New York, Londra, İsviçre-Zug, Singapur, Dubai, Hong Kong’da ve başka birçok yerde kripto varlıklara yönelik (taslak veya yürürlüğe giren) yasal düzenlemeler yapıldı ve içtihatlar da ortaya çıkmaya başladı. 2023-2024 içerisinde dünyanın izlediği ABD’de ve AB’de kripto varlıklara dair detayları barındıran düzenlemelerin de yürürlüğe girdiğini göreceğiz.

    Dünya bu yöne doğru giderken, son depremler nedeniyle kripto varlıklar ile coğrafi sınırlar ile zaman sınırlaması olmaksızın ne kadar hızlı, kolay ve yüksek tutarlarda yardımlar toplanabildiği görülmüşken ve Türkiye’de daha beklenen depremlere dair gündem de herkesin malumu iken, ülkemizin en azından afetlere yönelik olarak kripto varlıklar ile yardım toplanması konusunda hızlı adım atmasının birçok yönden çok faydalı olacağını düşünüyorum. Gönül ister ki deprem veya başka afetler olmasın ve bu sebeple kaynaklara ihtiyaç olmasın. Ancak bilimin gösterdiği gerçeklerden zarar görmemek adına, Türk kripto paydaşları olarak hepimizin bu amaçla gerekli kamuoyunu oluşturabilmesi ve güzel gelişmeleri görmemiz dileğiyle…

    Bu yazının hazırlıklarında ve yazımında meslektaşım ve ekip arkadaşım Av. Hasan Kaan Nazlı ile birlikte çalıştık. Kendisine destekleri için teşekkür ederim.

Yorum Bırak